Sevgili ebeveynler,

"versem mi vermesem mi, alır mı almaz mı?" demenin ardından,

"nasıl bıraktırırız şu emziği?" aşamasına geldiniz mi?

O zaman doğru adrestesiniz!


Çocuğunuza her ağladığında, sızladığında onu teselli eden ve rahatlatan mucizevi bir emzik verildi eline.

Bıraktırmaya gelince de birden çeşitli sesler yükselir etrafımızda:

Annemiz "Ben acıya batırmıştım, ağzı yandı hemen bıraktı",

Arkadaşımız "Emziğin ucunu kesmiştim, emmeyi anında kesti" ve

Kuzenimizde "Bir saç teli doladım, tiksindi ağzına bir daha almadı" dedi belki de.

Internette harıl harıl araştırma yaparken "uzmanlarında" hakikaten bunları tavsiye ettiklerini gördünüz. Yinede içinizi kemiren birşeyler var. İşte bu noktada o sese mutlaka kulak verin derim çünkü size doğru yolu göstermeye çalışan içgüdünüz alarm veriyor!


HİKÂYELERİN GÜCÜ

Emzikleri kesmek, kasıtlı olarak kaybetmek, acılı gıdalara batırmak ve tiksindirmek gibi metotların yerine doğduklarından beri yavrularımızı her anlarında teselli eden ve avutan o emzikler, çocuklarımızdan güzel bir vedayı hak ediyorlar. Tabii ki buna gülebilirsiniz…=) Ben de gülüyorum zaten, ama amaç o değil mi? Çocukların zihinlerinde gülümseten anılar bırakmak!


Mimi Perisi Yasaklar


"Mimi Perimiz" ile birlikte bırakın çocuklarımız hazır oldukları zaman emziklerini kendi öz iradeleri ile bıraksınlar. İnanın zamanı geldiğinde "Mimi Perisi gelsin bu akşam" diyecekler.

"Mimim nerede" diyerek geceleri uyandıklarında ise, bize düşen çocuklarımıza sımsıkı sarılıp, onlarla birlikte yıldızları seyretmek olacak.

Gerçekten öyle, inanın bana. Bizzat kızımda ve oğlumda yaşayıp görmeseydim belki ben de "tabii, o işler öyle kolaydı“ diye düşünürdüm. Fakat iç sesinize bir daha kulak verin derim…!

Haziran 2021- derya arslantürk